26 Haziran 2010 Cumartesi

Neden Gucci by Gucci Sport almadım?

Gucci by Gucci Sport bir erkek parfümü için 'yeni' bir tarz kabul edilebilir. Ama bir parfümün yakışıp yakışmayacağı parfümün güzelliğinden ziyade kişinin hayattan beklentileriyle alakalıdır.

Gucci by Gucci Sport içeriğindeki mandalina, greyfurt, vetiver ve patçuli ile aslında içerik olarak diğer erkek parfümlerinden çok da faklı değil ama alışık olmadığımız kadar meyveli. Bu başlangıçta burnumuza gelen meyve bolluğu kokusu onun "sport" kısmını vurgulayarak içeriğinde amber, tütün gibi daha ağır ve erkeksi kokular bulunan orijinal Gucci by Gucci'den ayırıyor.

Bu temel özelliği benim için onun en zayıf yönünü de imliyor: Ciddiyetsizliği.

Gucci by Gucci Sport'u kokladığımda evet eğlenceli ve yeni bir şey hissettim. Ama içimden almak gelmedi. Başlangıçta adını koyamadım ama sonra, kısa bir düşünüşün ardından soru geldi: Bu koku, benim kendi adıma yaratmayı istediğim imajla örtüşüyor mu?

Çünkü Gucci by Gucci Sport, daha ziyade, örneğin, tenis oynamaya giderken sürülebilecek bir koku. Sevdiği için değil birilerine özendiği için caz dinleyen zengin üniversite öğrencisi kokusu. Fazla 'preppy'.
Kariyerinin basamaklarını yeni tırmanmaya başlamış ve adımlarını hızlandırarak bir adım öne geçmeye çalışan, hırslı, hızlı ve çekici olmaya çalışan bir erkeğin kokusu değil. Sevimli ama prestijli değil.

Elbette ki herkes bir notasında parfümünün rehavet duygusu vermesini ister. Ama benim hissetmeyi istediğim rehavet, dünyayla dalgamı geçer keyfime bakarımdan ziyade, bir yaz akşam üstü, güneyde bir kıyıda, bir teknenin üstünde yüzüme vuran hafif meltemin yaratacağı freahlık hissi gibi olmalı.

Bu nedenle yaz kokuları deyince aklıma meyveden ziyade denizi çağrıştıran kokular geliyor.
Parfümün nüanslarını bulmak inanılmaz zor bir süreç olduğu için ve buna vaktim olmadığı için hiç riske girmeden Azzaro Chrome Legend aldım.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder